Vajinal Enfeksiyonlar Nelerdir?

Üreme organlarında görülen enfeksiyonlar, hem erkekler hem de kadınlar için, en önemli kısırlık nedenlerinin başında gelmektedir. Bu enfeksiyonlar gebe kalmayı veya elde edilen gebeliğin sağlıklı devam etmesini engelleyebilir. Gebe kalmadan önce anne adaylarının bu enfeksiyonlar açısından kontrol edilmesi gerekir.

Mantar

Hayatları boyunca birçok kadın mantar enfeksiyonu kapar. Mantar enfeksiyonları kaşıntılı ve ağrılı olurlar fakat genellikle tedavi etmek kolaydır ve çabucak ortadan kaybolurlar. Gebelik, uzun süren antibiyotik kullanımı ve tedavi edilmemiş şeker hastalığı mantar enfeksiyonunu kolaylaştıran etkenlerdir.

Vajinal mantar enfeksiyonlarına yol açan mikroorganizmalardan en sık görüleni Candida Albikans adı verilen bir maya hücresidir. Vakaların %67-95inde bu mantar hücresi sorumlu olarak bulunduğundan, vajinal mantar enfeksiyonları genelde vajinal kandidiyazis şeklinde tanımlanır. Candida Albikansın vajinada zaten normalde bulunan bir organizma mı olduğu yoksa belirti vermeyen kadınlarda saptandığında mutlaka tedavi edilmesi gereken bir patojen mi olduğu günümüzde dahi açıklığa kavuşturulamamış bir sorudur. Erkek semeninde üretilemediği için cinsel yolla bulaşan bir hastalık olarak kabul edilemez. Ancak yapılan araştırmalarda eşlerin benzer tipte mantar hücresi taşıdıkları saptandığı için pek çok hekim tedavide eş tedavisi de uygulamayı uygun görmektedir.

Kadınlarda Mantar Belirtileri

Mantar enfeksiyonunu en sık görülen bulgusu vulva ve vajinada yoğun kaşıntıyla birlikte peynir kesiği şeklinde, beyaz renkli, kokusuz akıntıdır. Bazen akıntı çok yoğun olabilir. Dış genital bölgede enfeksiyonun kendisine ve kaşıntıya bağlı olarak kızarıklık ve ödem oluşmuş olabilir. Bazı durumlarda kaşınmanın yarattığı tahriş idrar yaparken yanmaya neden olabilir. İleri durumlarda vajinal mantar enfeksiyonları ilişki esnasında ağrıya da neden olabilmektedirler. Mantar enfeksiyonunun tedavisinde günümüzde çok sayıda ilaç seçeneği bulunmaktadır. Hafif enfeksiyonlarda vajinaya fitil uygulaması, vulvaya krem uygulaması şeklinde tedavi önerilmekte, daha ağır enfeksiyonlarda veya fitil kullanamayanlarda ise tek dozlu ilaçlarla tedavi çoğu durumda başarılı olmaktadır.
Tekrarlayıcı enfeksiyon durumunda öncelikle mantar enfeksiyonunu kolaylaştıran etkenler göz önünde bulundurulmakta ve tek doz tedavi yerine uzun süreli tedaviler tercih edilmektedir.


Klamidya

Klamidya genital sistemde meydana gelen bakteriyel bir enfeksiyondur. Klamidyanın teşhisi sizin için zor olabilmektedir; çünkü hastalığın erken dönemlerinde hiç belirti yoktur veya çok az belirti vardır. Belirtiler hastalığa yakalandıktan 1-3 hafta sonra ortaya çıkabilmektedir. Belirtiler ortaya çıktığında dahi, genellikle hafif ve geçicidirler, bu nedenle bunları göz ardı etmek olasıdır.

Klamidya Belirtileri şunları içermektedir :

Tespit edildiğinde antibiyotikler ile kolaylıkla tedavi edilebilen bu enfeksiyon yeni doğanda ciddi göz enfeksiyonlarına ve zatürreye neden olabilir. Klamidya enfeksiyonlarına neden olan mikroorganizma cinsel temas dışında havuzlardan, saunalardan bulaşarak rahim ağzına yerleşir. Klamidya, yumurtalık kanallarında tıkanıklıklara neden olarak infertiliteye ve dış gebeliğe de yol açabilmektedir.


Kadınlarda Bel Soğukluğu

Bel soğukluğu genital sistemde meydana gelen bakteriyel bir enfeksiyondur. Bel soğukluğunun ilk belirtileri hastalığa maruz kaldıktan itibaren genellikle 2 - 10 gün içinde ortaya çıkmaktadır. Yine de, bazı kişilerde belirtiler aylarca ortaya çıkmayabilemektedir.

Kadınlarda Bel soğukluğuna ait belirtiler şunlardır :

- Penis veya vajinadan yoğun, bulanık ve kanlı akıntı
- İdrar esnasında acı ve yanma hissi
- Sık idrara çıkma
- Cinsel ilişki sırasında ağrı

Mikroorganizma kana karışarak eklem ağrılarına, deri döküntülerine ve menenjit gibi ağır tablolara da yol açabilir. Gebelik sırasında alındığında yayılarak ağır enfeksiyonlara neden olur. Erken doğum, bebekte gelişme geriliği ve doğum sırasında bulaşarak körlüğe, menenjite ve eklem iltihabına yol açabilir.

Sifilis (Frengi)

Frengi bakteriyel bir enfeksiyondur. Bu rahatsızlık genital organları, cildi, mukoza zarını etkiler ama aynı zamanda beyin ve kalp gibi vücudun diğer bölümlerini de etkileyebilir.

Frenginin semptomları 4 aşamada oluşur; ilk aşama, ikinci aşama, gizli aşama ve üçüncü aşaması.

İlk aşama : Bu belirtiler enfeksiyona maruz kaldıktan itibaren 10 gün ile 3 ay içinde ortaya çıkabilir.
- Enfeksiyonun bulaştığı alanda (genital organ, rektum, dil veya dudaklarda) küçük, ağrısız bir yara (frengi çıbanı). Genellikle tek bir çıban çıkar ama birçok çıban da çıkabilir.
- Büyümüş lenf bezleri

İlk aşamadaki semptom ve belirtiler genelde tedavisiz bir şekilde geçerler, ama hastalık aslında geçmez ve ikinci veya üçüncü aşamada tekrar ortaya çıkar.

İkinci aşama : frengi çıbanının ortaya çıkmasından 2 - 10 hafta içinde ikinci aşamanın semptomları belirir. Bunlar :

- Ayak tabanı ve ayak içi de dahil olmak üzere vücudun herhangi bir bölümünde kuruş büyüklüğünde kırmızımsı veya kahverengi lekeler
- Ateş
- Yorgunluk, bulanıklık hali ve rahatsızlık
- Kırıklık ve ağrı

Semptomlar birkaç hafta içinde ortadan kaybolabilirler veya tekrarlayarak bir yıl boyunca devam edebilirler.

Gizli aşama : bazı kişilerde ikinci aşamayı takiben gizli aşama yani hiçbir semptomun olmadığı bir dönem yaşanabilir. Semptomlar bir daha hiç belirmeyebilir veya hastalık üçüncü aşamaya da geçebilir.

Üçüncü aşama : tedavi edilmezse frengi bakterisi yayılarak birçok ciddi iç organa zarar verebilir hatta ölüme yol açabilir. Bu aşamanın bazı belirtileri ise şöyledir:

- Nörolojik problemler : Zarlarda, beyni çevreleyen sıvıda ve omurilikte felç, enfeksiyon ve iltihap. Diğer problemler zayıf kas koordinasyonu, hissizlik, felç, sağırlık veya görme problemleri olabilir. Kişilik değişiklikleri ve bunama da olasıdır.
- Kardiyovasküler problemler : Damar genişlemesi ve aortta veya diğer kan damarlarında meydana gelen iltihaplar. Frengi kalp kapakçığına ait kalp hastalıklarına da sebep olabilir.


Genital Herpes

Genital herpes oldukça bulaşıcıdır ve HSV isimli bir basit virüsten kaynaklanmaktadır. HSV ciltteki veya müköz zarlardaki küçük parçalardan vücudunuza girmektedir. HSVsi olan çoğu kişi, bunu bilmemektedir çünkü bunun hiç bir semptomu veya belirtisi yoktur. Semptom ve belirtiler fark edilebilir oldukları zaman, genellikle ilk bölüm en kötüsüdür. Bazı kişiler ikinci bölümü hiç deneyimlemeyebilirler. Diğer kişiler ise, on yıllar boyunca diğer bölümleri deneyimleyebilmektedirler.

Genital Herpesin semptomları şöyledir 


- Küçük kırmızı yumrular, kabarcıklar, genital veya anal bölgede açık yaralar
- Genital veya kalça bölgesinde ağrı ve kaşınma,

Genital herpesin ilk semptomları arasında, hastalığa sahip biriyle olan cinsel beraberlikten sonraki birkaç hafta içinde meydana gelen ağrı, kaşınma vardır. Bir kaç gün sonra küçük kırmızı yumrular ortaya çıkabilmektedir. Bunlar daha sonra yırtılır veya koparak sızan veya kanayan çıbanları oluşturmaktadır. Sonuçta kabuk bağlarlar ve çıbanlar iyileşir.

Kadınlarda, yaralar vajinal alanda, genital organların dışında, kalçada, anüste veya servikste ortaya çıkarlar. Erkeklerde ise yaralar peniste, testislerde, anüste, kalçada veya üretranın içerisinde ortaya çıkarlar.

Çıbanınız varken, idrar yapmak ağrılı olabilir. Aynı zamanda enfeksiyon geçene kadar genital bölgede ağrı ve hassasiyet de hissedilebilir. Hastalığın ilk bölümünde, baş ağrısı, kas ağrısı, ateş gibi gribe benzer semptomlarınız olabilir. Bazı durumlarda yaralar geçse bile enfeksiyon aktif ve bulaşıcı olabilmektedir.


Pelvik Enflamatuvar Hastalık

Üreme organlarının iltihabi hastalıkları olarak da bilinen bu durumda vajinadaki enfeksiyon rahimağzı, rahim, üreme kanalları, yumurtalıklar ve karın içindeki diğer organlara yayılır. Ağrı ile birlikte ateş, üşüme gibi şikayetler baş gösterebilir. Sık görülen ve hastalığı geçiren kadınların %15inde infertiliteye neden olabilen ciddi bir enfeksiyondur. Pelvik enflamatuvar hastalık dış gebeliğe de neden olabilir.


Üreoplazma ve mikoplazma enfeksiyonları

Bu enfeksiyonlar kadın ve erkekte genellikle herhangi bir bulguya yol açmazlar, laboratuvar incelemeleri ile tespit edilen bu enfeksiyonlar antibiyotik ile tedavi edilebilir. Gebelerde düşük riskini arttırdığı bilinmektedir.

İdrar Yolu Enfeksiyonları

İdrar yolunun herhangi bir bölümünü etkileyen bir enfeksiyondur. İdrarda normalde bakteri bulunmaz. Mesane veya böbreğe bakteri girip idrarın içinde çoğalırsa idrar yolu enfeksiyonu meydana gelir. Bu tür enfeksiyonların en yaygını sistit olarak da adlandırılan mesane enfeksiyonudur. Bir diğer tür enfeksiyon böbrek iltihabıdir, piyelonefrit olarak da adlandırılır. Rahatsızlık verici olmalarına rağmen idrar yolu enfeksiyonları beklemeden doktor görülürse kolayca ve hızla tedavi edilebilir.


Bu enfeksiyonlar tedavi edilmediği taktirde anne adayına ve bebeğe zarar verir. Kadınların %15-20si hayatlarının bir döneminde idrar yolu enfeksiyonuna yakalanırlar.
Kadınlar anatomik yapıları nedeni ile idrar yolu enfeksiyonlarına çok daha yatkındırlar. Mesane ile dış dünya arasındaki üretra adı verilen yapı kadınlarda daha kısa olduğundan mikroplar buradan kolayca ve kısa zamanda mesaneye ulaşabilirler. Ancak çok su içen ve çok sık idrara çıkan kadınlarda idrar yaparken üretra içinde bulunan mikroplar da dışarıya atıldığından mekanik temizlik gerçekleşmiş olur ve böylece enfeksiyon gelişme şansı azalır.

BİZ SİZİ ARAYALIM